TDK diyor ki;
Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu.
Çok sevdiğim ama verdikleri tepkilere anlam veremediğim, söylediklerini ve ima ettiklerini bir türlü anlayamadığım birkaç Pardus Geliştiricisi, bundan böyle projenin içinde olmayacaklarını açıkladılar. Onların arkasından bir kaç kişi daha gitti. Bunun yanında birçok dostumda gidenlerin haklı olduğunu “onlar haklı” pankartları ile desteklediler.
Üzüldüm, hem de çok üzüldüm. İki gündür, bir türlü kendimi toparlayamadım. Yazılanlardan sonra, geliştiricilerin ayrılmasından çok yazılanlara üzüldüm.
UEKAE ‘de çalışan geliştiriciler ile dışarıdan gönüllü destek veren geliştiriciler arasında ortaya çıkan/çıkartılan bu durumun temelinde; -bana kalırsa- sürekli birlikte olan bir ekibin sahip olduğu yoğun iletişimin, sürekli ayrı olan bir ekiple birleştirilememesi yatıyor. Buna bir çözüm bulunabilir mi, bende bilmiyorum.
~ * ~
Yazdığımız bütün kodlar, paket bilgi dosyaları, betikler vb. her şey halka açık, yani biz Özgür Yazılım üretiyoruz. Hem de Türkiye’de hiçbir zaman olmadığı kadar. Ve bunu – emsalleri ile karşılaştırdığınızda – az sayıda insan gücü ile yapıyoruz.
Pardus’un bir Özgür Yazılım olmasının büyük artıları da var tabi;
Evet, Gönüllü çalışanlarımız var \\o/ Yukarıdaki grafikte 2006-2009 yılları arasında uludag deposuna yapılan gönderilerin oranları yer alıyor. Görüldüğü üzere üretilen Teknoloji’nin önemli bir kısmını UEKAE ‘de çalışan geliştiriciler üretiyor. Bu teknolojileri üretebilmek için gerekli paketlerin hazırlanmasında da %76′ya %24 gibi benzer bir oran, pardus deposunda bulunuyor. (Bunları biz daha çok çalışıyoruz demek için yazmadım, sadece durumu anlatabilmek için yazdım. Zira bizim daha çok çalışmamız tabi ki doğru olanı.)
~ * ~
Pardus 2008 ve sonrasında yapılacak işleri yazıp mevcut durumumuzu takip edelim diye ve daha “şeffaf” olabilelim diye, bir “Proje Yönetim” aracı arayışına girmiş idik. O dönemlerde yapılan tartışmalardan bir sonuç çıkmamıştı (ki gelistirici listesinde yapılan tartışmalardan bir sonuç çıkması “mucize“). Bizde yine o dönemlerde, tam olarak nerede gördüğümüzü hatırlayamadığım bir yerden esinlenerek, bir yapılacak işler dosyası hazırladık. Belirli bir düzene sahip bu dosya üzerine yapılacak işleri ve işin durumunu giriyorduk vs. Tabii ki 2011 sürecinde, artık bu ilkel yöntemin de işe yaramamaya başlaması ile birlikte, “Proje Yönetim” aracı arayışları yeniden alevlendi. Özgür yazılım projelerinin en büyük sorunu, herkesin her daim konuşması fakat iş bir proje için çalışmak olduğunda sessizce beklemesidir. Herkes konuşur ama bazıları çalışır. Ve biz o bazılarının yaptığı çalışmalara muhtacız. Yine bir çok insan konuştu, bazıları iş yaptı ve Jira adında bir yazılım kullanmaya karar verdik. Yaptığımız araştırmaların sonucunda, Özgür Yazılımlar için kullanılması ücretsiz fakat özgür olmayan bir lisansa sahip olan Jira ‘da karar kıldık. Bu listedeki diğer projeler gibi. (Aralarında Özgür Yazılımların da bulunduğu kabarık bir liste).
Bu kararı verirken bir yanlış yaptık; gönüllü geliştiricilerin de kullanacağı bir yazılım için kendi kendimize karar verdik. Kararı kendi kendimize vermiş olmamızın yanında, bir de Neden Özgür bir alternatifini seçmediğimiz için, geliştiricilerimiz haklı veya haksız olarak şikayetlerini dile getirdiler. Hatamızın farkına varıp bir çözüm üretebilmek adına, ısrarla savunulan, Özgür lisansa sahip Redmine ‘ın gereksinimlerimizi karşılayacak kıvama getirilebilmesi için bir ortam hazırlamaya ve elimizden geldiğince bu konuda destek olmaya, bu süreç işlerken de Jira ile devam etmeye karar verdik.
Bu kararımızı açıklayınca ardı arkası kesilmeyen, bazıları hakaret seviyesinde birçok ithamda bulunarak bazı geliştiricilerimiz projeyi bırakacaklarını açıkladılar.
~ * ~
Hala üzgünüm ve şaşkınlık içerisindeyim ve hala anlayamıyorum.
Özgür Yazılımın bir güzelliği de istediğiniz zaman bırakıp gidebilme özgürlüğü.
Keşke böyle olmasaydı ama herkesin yolu açık olsun..